
| Ders Kodu | : GZT309 |
| Ders Türü | : Bölüm Dışı Seçmeli |
| Ders Grubu | : Lisans |
| Eğitim Dili | : Türkçe |
| Staj Durumu | : Yok |
| Teori | : 3 |
| Uyg. | : 0 |
| Kredi | : 3 |
| Laboratuvar | : 0 |
| AKTS | : 5 |
Medya okuryazarlığının erken yaşlardan itibaren başlayarak hayat boyu geliştirilecek bir beceri olması, verilecek eğitimin de okul öncesinden başlayarak yetişkin eğitime uzanan bir sürece yayılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle eğitim kurumlarında, çocuklara, toplumla uyum içinde yaşaması ve toplumun ona sağladığı fırsatlardan yararlanabilmesi için gerekli temel davranışların kazandırılması hedeflenmektedir. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (FIJ) 2003 yılında yayınladığı “Medyada Çocuk Haklarını Tanıtmak” konulu bir atölye çalışmasında belirtildiğine göre; Dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasının çocuklardan oluştuğu, medyanın ancak yüzde beşinin çocuklara yönelik içerik taşıdığı bunun da büyük kısmının çocuk ruh ve beden sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Medya okuryazarlığı işte tam da burada devreye girerek bilinçli bir okuyucu kitlesini yetiştirmeyi amaçlamalı, medya programcıları, habercileri ve diğer kurumsal yapıları koordine ederek ruh ve beden sağlığı korunmuş, değerlerine bağlı bir neslin yetişmesine yardımcı olmalıdır.
Yapılan bütün araştırmalar ve bunlar üzerinde yapılan değerlendirmeler; görsel işitsel ve yazılı medya karşısında savunmasız bir alıcı durumunda bulunan çocukların ilköğretimden başlayarak medya karşısında bilinçlendirilmelerinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Böylelikle öğrenci; medya karşısında pasif bir alıcı olmak yerine, medyayı okuyabilecek, medyanın dilini çözebilecek bilinç düzeyine ulaşarak iletişim olgusunda aktif bir birey olarak yer alabilecektir. Çocuklar, medyada tüketim nesnesi olarak temsil edilmekte, teşhir edilmekte, damgalanmakta ya da dışlanmaktadır. Bunun nedenlerinden biri, medyanın erkek egemen bakış açısına sahip olmasıdır. Diğeri ise çocukların egemen ideolojinin onlara biçtiği role göre kategorize edilmesinden kaynaklanır. Medyada statükonun devamını sağlayacak değer yargılarını yeniden üreten egemen anlayış, haberlerde yer alacak toplumsal kavramları iyi/kötü üzerinden kurgular.